Türkiye, yetişmiş insan kaynağını vatan toprağına çekmek ve milli bilim hamlesini güçlendirmek üzere uluslararası çapta ses getiren bir hamleye imza atıyor. TÜBİTAK’ın önderliğinde hayata geçirilen Uluslararası Deneyimli Araştırmacı Dolaşım Programı (CoCirculation 3), yalnızca Türk bilim insanlarını değil, dünyanın dört bir yanından araştırmacıları ülkemize kazandırmayı hedefliyor. Avrupa Komisyonu’nun desteğiyle şekillenen bu girişim, milletimizin bilimsel geleceği için stratejik bir dönüm noktası niteliği taşıyor. Program sayesinde tersine beyin göçü gerçeğe dönüşürken, genç nesillere güçlü bir örnek sunulacak.
Ülkemizin temel değerleri ve kalkınma sürecinin vazgeçilmez unsuru olan bilim insanlarının Türkiye’ye geri dönmesi, bilimsel altyapımızın güçlenmesi açısından büyük anlam taşıyor. “Beyin göçü”nün tersine çevrilmesiyle birlikte, tarihi mirasımızı bilgiyle buluşturmak ve uluslararası arenada milli projelere imza atmak artık çok daha yakın. Peki, CoCirculation 3 Programı hangi imkanları içeriyor? Desteklerde ne gibi yenilikler var? Hangi araştırmacılar bu fırsattan yararlanabilir?
#### Yenilikçi Türk Bilim Hamlesine Avrupa Desteği
TÜBİTAK’ın liderliğiyle uygulanan CoCirculation 3 Programı, Avrupa Komisyonu’nun Marie Skłodowska-Curie COFUND programından aldığı maddi güçle hayata geçiriliyor. Böylece hem yerli hem de yabancı araştırmacılar için cazip bir ekosistem inşa ediliyor. Bu çerçevede, programın hedefi sadece yurtdışındaki Türk bilim insanlarıyla sınırlı değil. Aynı zamanda, yabancı araştırmacılar için de Türkiye’yi bir araştırma üssüne dönüştürmek amaçlanmakta.
Yıllardır özlemi çekilen bu milli dönüş, Avrupa standartlarında ve tamamen adil prensiplere göre şekillendirilmiş. CoCirculation 3 ile farklı milletlerden araştırmacılar, Türk bilimsel ekosistemine dahil olarak, bilgi birikimlerini Anadolu coğrafyasıyla buluşturacak. Böylece, milli değerler ve tarihsel bağlar daha da güçlendirilirken, uluslararası bilim camiasında Türkiye’nin ağırlığı artırılacak.
#### 3 Yılda 100 Bilim İnsanına Kapsamlı Destek
Program kapsamında, üç yıl süresince toplamda 100 deneyimli araştırmacıya Türkiye’de bilimsel faaliyet yürütebilmeleri için mali destek sunulacak. Her yıl açıklanacak çağrılar ile katılımcılar belirlenirken, süreç şeffaflık ve liyakat ilkeleriyle yürütülecek. Çağrılara dair detaylar ise şöyle:
– 1. Çağrı: 1 Eylül – 1 Aralık 2025 tarihleri arasında gerçekleşecek. Bu süreçte 33 araştırmacı destek alacak.
– 2. Çağrı: 3 Ağustos – 3 Kasım 2026 döneminde 33 bilim insanı daha seçilecek.
– 3. Çağrı: 1 Temmuz – 1 Ekim 2027 arasında yapılacak ve 34 yeni araştırmacı programa dahil edilecek.
Her araştırmacının projede yer alabilmesi için gereken başvuru koşulları titizlikle belirlenmiş durumda. Böylece, hem vatanına dönmek isteyen Türk bilim insanları hem de Türkiye’ye katkı sunmayı hedefleyen yabancı araştırmacılar için eşit fırsatlar yaratılıyor.
#### Cazip ve Geniş Kapsamlı Destek Paketi
Yenilikçi destek modeliyle öne çıkan CoCirculation 3, maddi imkanlar açısından da oldukça iddialı bir tablo sunuyor. Program katılımcılarına sağlanan avantajlar arasında şunlar yer alıyor:
– Aylık 3.980 avro maaş
– 600 avro aile desteği
– 1.000 avro araştırma, eğitim ve ağ kurma fonu
– 250 avro eğitim desteği
– Ev sahibi kuruma 130 avro katkı payı
– 50 avro seyahat desteği
Bu geniş destek paketi sayesinde araştırmacılar, ülkemizde yalnızca mesleki gelişimlerini sürdürmekle kalmayacak; aynı zamanda yaşam maliyetleri konusunda endişe duymadan nitelikli bilim üretmenin yolunu da açacaklar. Özellikle genç ve deneyimli bilim insanlarının aileleriyle birlikte Türkiye’ye yönelmesi bekleniyor. Sizce bu destekler, ülkemizden göç eden bilim insanlarını geri getirmede yeterli olacak mı?
#### Milli Bilim Vizyonunda Tersine Beyin Göçünün Rolü
CoCirculation 3 Programı, milli değerlerimizin ve vatan sevgimizin rehberliğinde; Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında bilimde öne çıkma hedefimizi doğrudan destekliyor. Türk bilim insanlarının yurda dönüşü ile ulusal bilimsel altyapımız güçlendirilirken, yabancı araştırmacıların Türkiye’yi prefabrik bir ar-ge üssü olarak görmeleri ülke imajımıza önemli katkı sağlayacak.
Her dönemde tartışılan “beyin göçü” konusuna karşı, bu programın ortaya koyduğu vizyon sizce yeterince cesur ve yenilikçi mi? Türkiye, bu atılımla uluslararası camiada kalıcı bir bilim ülkesi olabilecek mi?
Türkiye’nin bilimde söz sahibi olması ve milli değerler ışığında köklü dönüşümlere imza atabilmesi için siz de düşüncelerinizi paylaşın. Sizce tersine beyin göçü için daha hangi adımlar atılmalı? Görüşlerinizi yorumlarda belirtmeyi unutmayın!