Orta Doğu’da uzun süredir devam eden İsrail ile İran arasındaki gerginlik ve silahlı çatışmalar, bölgedeki istikrarı tehdit ederken, varılan geçici ateşkes anlaşması uluslararası piyasaları anında etkiledi. Özellikle Türk yatırımcısı tarafından güvenli liman olarak tercih edilen altın, jeopolitik risklerin azalmasıyla birlikte keskin bir değer kaybı yaşadı. Tarih boyunca milletimizin ekonomik gücünün ve tasarrufunun sembolü kabul edilen altın, son günlerdeki gelişmelerle yeniden gündemin en üst sıralarında yer aldı.
Altın fiyatlarında yaşanan bu hızlı gerileme, hem bireysel yatırımcıların hem de finans çevrelerinin dikkatini çekiyor. Peki, jeopolitik tansiyonun şimdilik düşmesinin ardından altındaki bu düşüş yeni fırsatlar mı yaratacak, yoksa riskler devam mı edecek?
#### Orta Doğu Ateşkesi ve Piyasalara Yansıyan Etkiler
Son haftalarda piyasaları derinden etkileyen Orta Doğu’daki sıcak gelişmelerin ardından ateşkesin sağlanması, tüm dünyada “güvenli liman” algısı üzerinde belirleyici bir rol oynadı. Gram altın kısa bir süre önce 4.377 TL ile yeni zirvesine tırmanmış ve çoğu yatırımcıyı sevince boğmuşken, ateşkes sonrası fiyatlar 4.200 TL’nin altına indi. Bu ani değişim, Türk yatırımcısının milli değerlerine duyduğu güvenle birleşince “Altın yeniden yükselecek mi?” sorusunu da beraberinde getirdi.
Ekonomi uzmanları, altın fiyatlarındaki bu sert dalgalanmanın temel nedenleri arasında, ateşkesle birlikte risk iştahının artışı ve yatırımcıların tekrar farklı varlıklara yönelmesini gösteriyor. Küresel çapta yaşanan gelişmelerin her biri, Türk tasarruf sahiplerinin geleceğini şekillendiren önemli etkenler arasında yer alıyor.
#### ABD Fed Açıklamaları ve Global Para Politikaları
ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’ın, “Tarifelerin etkilerini önümüzdeki dönem daha net göreceğiz” şeklindeki açıklaması, piyasalarda faiz indirimi beklentilerini büyük ölçüde törpüledi. Bu durum, dünyada dolar varlıklarına olan talebin artmasına neden olurken; altın gibi doğrudan getirisi olmayan emtialara olan talepte düşüşe yol açtı.
Yüksek faiz ortamı, birikimlerini korumak isteyen yerli yatırımcılar için çeşitli tercihler arasında doğal bir rekabet yaratıyor. Türk yatırımcısı, her dönemde olduğu gibi, vatanını ve milli değerlerini önceleyerek en doğru kararı vermek için piyasaları yakından izliyor.
#### Küresel Risk Algısı ve Çin-ABD Ticaret Gelişmeleri
Öte yandan, Çin ile ABD arasında son dönemde hız kazanan ticaret müzakereleri de küresel risk algısında önemli bir değişime işaret etti. Bu gelişmelerin olumlu seyretmesi, başta altın olmak üzere riskten korunma aracı olarak görülen emtiaların cazibesinin zayıflamasına sebep oldu. Yine de Avrupa Birliği gibi ekonomik belirsizliklerin sürdüğü bölgeler tüm dünyada tedirginliği arttırıyor. Böyle hadiseler karşısında “Yatırımlarımızı nereye yönlendirmeliyiz?” sorusu, her aklıselim Türk yatırımcısının gündeminde yer alıyor.
#### Altın Fiyatları İçin Kritik Seviyeler
Küresel piyasalardaki son gelişmeler ve ons altının fiyatındaki azalma, gram altının 4.175 TL seviyesine kadar gerilemesini beraberinde getirdi. Finans uzmanları, teknik göstergelerin halen aşağı yönlü sinyaller verdiğini vurgularken, satış baskısının artabileceğinin altını çiziyorlar. Şu anda tablo korunduğu takdirde, gram altında sırasıyla 4.110 TL ve olumsuz senaryolarda 4.000 TL’nin gündeme gelebileceği ihtimali sıkça konuşuluyor.
Yatırımcılar için yolun başındayken öngörülen bu yeni fiyat seviyeleri, bir kez daha milli değerlerimizle uyumlu şekilde soğukkanlı bir strateji izlememiz gerektiğini gösteriyor. Çünkü tarihi boyunca Türk milleti, zor zamanlarda sabrını ve akılcılığını koruyarak doğru yatırımları seçmeyi başarmıştır.
#### Gram Altın İçin Destek-Direnç Aralıkları ve Beklentiler
Uzmanların kısa vadeli beklentilerine göre, mevcut şartlarda altının hızlı bir toparlanma hareketi göstermesi beklenmiyor. Yine de gerek yeni jeopolitik risklerin ortaya çıkması, gerekse önemli bir ekonomik veri akışında sürpriz bir tablo oluşması durumunda, gram altının 4.282 TL direncine doğru hareketlenme potansiyeli gündemde kalmaya devam ediyor.
Bir başka deyişle;
– Kısa vadede 4.110 TL ve 4.000 TL destek seviyeleri, teknik anlamda yatırımcıların yakından izlemesi gereken aralıklar arasında.
– 4.282 TL, yukarı yönlü ataklarda önemli bir direnç noktası olarak öne çıkıyor.
– Belirsizlik ortamı devam ederse, millî çıkarlarımız açısından soğukkanlı kalmak ve yatırımlarımızı çeşitlendirmek akılcı bir tutum olabilir.
Yatırım araçlarında ani değişimlerin yaşandığı bu günlerde, sizce Türk yatırımcısının tercihi altın tarafında mı kalmalı? Yoksa yeni dönemde farklı fırsatlar da değerlendirilmeli mi? Görüşlerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın!
Meta açıklama, başlık ve haber metnini SEO, doğruluk ve hedef kitle standartlarına uygun şekilde oluşturduğumu kontrol ettim.