Türkiye’nin büyüyen ekonomik krizi, iş dünyasındaki birçok köklü şirketi olumsuz etkilediği gibi, inşaat sektöründe önemli bir iz bırakan Fi Yapı’nın da sonunu getirdi. Bir dönemin en iddialı projelerine imza atan ve binlerce kişinin umudu haline gelen Fi Yapı, artık tarihe karıştı. Art arda gelen ekonomik darbeler ve hukuk alanında yaşanan sıkıntılar, milli ekonominin önemli aktörlerinden sayılan şirketin varlığını sürdüremez hale gelmesine neden oldu. Fi Yapı’nın yaşadığı bu çöküş, “Ekonomik kriz başka hangi büyük şirketleri tehdit ediyor?” sorusunu da beraberinde getiriyor.
#### Fi Yapı’nın Parlak Yıllarından İflas Sürecine
Bir zamanlar Türkiye’de inşaat sektörünün genç ve dinamik temsilcilerinden biri olarak anılan Fi Yapı, Fi Tower, Fi Side, Fi Life ve Fi Yaka gibi prestijli projelerle adından sıkça söz ettirmişti. On binlerce aileye sıcak bir yuva, binlerce esnafa ise iş yeri sahibi olma hayali sunan şirket, hızlı büyümesiyle örnek gösteriliyordu. Hatta bir dönem Türk futbolunun kalbi sayılan Beşiktaş Stadyumu’na isim sponsorluğu yaparak adını sporseverlere de duyurmuştu. Ancak son yıllarda yaşanan ekonomik daralma, Fi Yapı’yı da kapanmayan bir girdabın içine çekti.
Yaklaşık altı yıllık süreçte Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kontrolünde faaliyet göstermeye çalışan şirket, bu zorlu dönemde hem mali hem de hukuki açıdan önemli engellerle karşı karşıya kaldı. Bunun sonucunda, İstanbul’da açılan davanın nihai kararında mahkeme, Fi Yapı İnşaat AŞ’nin resmen iflas ettiğini açıkladı. Peki, bu karar yalnızca bir şirketin sonunu mu simgeliyor, yoksa büyüyen ekonomik krizin yeni bir habercisi mi?
#### Binlerce Kişi Mağdur: Teslim Edilmeyen Evler ve İş Yerleri
Fi Yapı’nın iflası, yalnızca bir ticari başarısızlıktan ibaret değil. Bugüne kadar yürüttüğü kusursuz görünen projelerde yaklaşık dört bin daire ve iş yerinin teslim edilmemesi, binlerce vatandaşı zorlu bir sürece sürükledi. Ev sahibi olmanın hayaliyle yıllarını beklemeye harcayan insanlar, şimdi mağduriyetlerinin giderilmesini talep ediyor. Bu mağduriyet, toplumsal huzur ve milli dayanışma duygularını da sarsıyor.
Bazı projelerin tamamlanamamasında ise belediyelerle yaşanan anlaşmazlıklar ve imar planlarındaki emsal iptalleri de etkili oldu. Bu süreçte yatırımcıların güveni zedelenirken, ülkemizde inşaat sektörünün karşılaştığı kurumsal riskler de gözler önüne serilmiş oldu. Sizce bu mağduriyetlerin çözümü için daha etkili bir denetim sistemi kurulmalı mı?
#### Belediye Müdahaleleri ve Ekonomik Dalgalanmalar Fi Yapı’yı Nasıl Etkiledi?
Sektördeki dalgalanmaların yanı sıra, Fi Yapı’nın projelerine yönelik yaşanan belediye müdahaleleri, örneğin plan iptalleri ve ruhsat süreçlerindeki sorunlar, şirketin hızlı yükseliş trendini durdurdu. Belediyelerle yaşanan bu çekişmeler, yalnızca Fi Yapı’nın değil, genel anlamda sektörün direncini de zayıflattı. Milli değerlerimize zarar veren bu engeller, binlerce kişi için umut kapılarının kapanmasına neden oldu. Belki de milli birlik ve beraberlik duygusuyla hareket edilseydi, böylesi büyük bir mağduriyet yaşanmazdı. İnşaat sektörü Türkiye ekonomisinin temel taşlarından biri olmasına rağmen, şirketlerin karşılaştığı bürokratik engeller ulusal ekonomimize ciddi zararlar veriyor.
Ekonomik krizlerin milli ekonomimize etkisi artık inkâr edilemez bir boyuta ulaşmış durumda. Fi Yapı örneği, vatandaşların kendi öz yurdunda güvenli konut ve iş yeri sahibi olma hayalini nasıl riske attığımızı gözler önüne serdi. Acaba yeni iflas dalgaları, başka hangi markaları tehdit ediyor?
#### İleriye Dönük Endişeler ve Milli Dayanışma Çağrısı
Fi Yapı’nın iflası, yalnızca şirketin sonu değil, aynı zamanda ülke ekonomisinin gidişatına dair önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Binlerce mağdur vatandaşın yaşadığı bu trajedi, vatan sevgisiyle hareket eden herkes için bir sorumluluk doğuruyor. Milli değerlerimizi ve toplumsal dayanışmamızı öne çıkararak, benzer mağduriyetlerin yaşanmaması için hangi önlemler alınabilir? Kamuoyunda oluşan büyük tepki ve tartışmalar ise yetkilileri yeni bir yol haritası çizmek zorunda bırakabilir.
Fi Yapı örneği, vatan sevgisi, milli birlik ve köklü değerlerimizi tekrar hatırlatıyor. Sizce Türkiye’de benzer krizlerin önüne nasıl geçilebilir, hangi milli politikalar geliştirilmelidir? Yorumlarınızı bekliyoruz; siz de bu tartışmaya katılarak çözüm önerilerinizi paylaşabilirsiniz.
