Türkiye’nin Yeraltı Kaynakları, Dünya Ekonomisinde Dengeleri Değiştirebilecek!
Türkiye, yeraltındaki toplam maden potansiyeliyle dikkat çekiyor. Güncel araştırmalar, Türkiye’nin yeraltındaki toplam maden potansiyelinin yaklaşık 3,5 trilyon dolar seviyesinde olduğunu gösteriyor. Dünya genelinde ticareti yapılan 90 madenin 70’ini bünyesinde bulunduran Türkiye, bu madenlerin 60’ında aktif olarak ihracat ve üretim yapmaktadır. Bu durum, Türkiye’yi küresel madencilikte güçlü bir oyuncu haline getiriyor.
2002 yılında 116 milyar TL olan maden sektörünün Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’daki payı, 2024 itibarıyla 525 milyar TL’ye çıkarak 4,5 katlık bir artış göstermiştir. Aynı dönemde maden ihracatı, 7 kat artışla 6 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Türkiye, üretilen maden çeşitliliği açısından dünyada 7. sıradadır. Bor, mermer, krom ve çimento gibi kaynaklarda ise ilk 5 içerisinde yer almaktadır.
Türkiye’nin toplam altın rezervi 6.500 ton seviyesindedir. Bu miktarın yaklaşık 1.500 tonu çıkarılabilir durumdadir ve aktif olarak işletilmektedir. Ancak, yaklaşık 5 bin tonluk bir altın rezervi hâlâ yer altında keşfedilmeyi beklemektedir. Bugünkü altın fiyatlarına göre bu rezervin karşılığı 300 milyar dolardır. Altın üretiminde son yıllarda gözle görülür bir artış yaşanmaktadır.
Dünya bor rezervlerinin %73’ü Türkiye’de bulunmaktadır. 2024 yılı, bor madeni ihracatında 2,5 milyon ton satış ve 1,3 milyar dolar gelirle rekor bir yıl olarak kayıtlara geçmiştir. Türkiye’nin bor çıkarma ve işleme kabiliyeti bu alandaki dünya liderliğini pekiştirebilir.
Bu arada, Türkiye’nin Nadir Toprak Elementleri (NTE) alanındaki iddiası da dikkate değer. Bu sayede Türkiye, yüksek teknoloji ve savunma sanayi için stratejik öneme sahip olan bu alanlarda büyük bir adım atmış olacak. Eskişehir Beylikova’daki yatırımlar sonucunda Türkiye, dünyanın ikinci büyük Nadir Toprak Elementleri sahasına sahip olmuştur.
Sonuç olarak, Türkiye’nin yeraltı kaynakları, dünya ekonomisine, özellikle madencilik ve stratejik öneme sahip elementler konusunda, etkileyici bir güç kazandırabilir. Bu durum, Türkiye’nin ekonomik geleceği için önemli fırsatları beraberinde getirecektir.
