Memur ve Emekli Maaş Zamları: Hükümetten İlk Teklif Sendikaları Tatmin Etmedi

Türkiye, güçlü kamu çalışanı kadrosuyla, bayrağına ve toprağına bağlılığını her platformda gösteren memurların taleplerinin konuşulduğu tarihi bir dönemeçten geçiyor. 8. Dönem Kamu Toplu Sözleşmesi görüşmelerinde, 2026 ve 2027 yıllarını kapsayacak zam oranları ile sosyal haklar yeniden şekilleniyor. Memurlar ve emekli memurlar, milli birliğimizin teminatı olarak hak arayışlarını sürdürüyor. Gündemde ise hükümetin açıkladığı ilk zam teklifi ve sendikaların bu teklife karşı gösterdiği kararlı duruş var.
Bakan Işıkhan’ın Ev Sahipliğinde Kritik Müzakere
Görüşmelerin ikinci turuna Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan başkanlık etti. Bakanlık binasında gerçekleştirilen toplantı, kamu çalışanlarının temsil gücünü pekiştiren Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı ve Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı’nın katılımıyla saat 16.30’da başladı. Bu önemli buluşmada devletin ve sendikaların önümüzdeki iki yıla damga vuracak talepleri masaya yatırıldı. Toplantı sonunda açıklamalarda bulunan Memur-Sen Başkanı Ali Yalçın, hükümetin taban aylık konusunda beklentilerin oldukça altında bir rakamla geldiğini duyurdu.
Hükümetten Beklentileri Karşılamayan Zam Teklifi Geldi
Yalçın, açıklamasında kamu çalışanlarının beklentisinin büyüklüğüne dikkat çekerek, “Talebimiz, taban aylığa 10 bin TL zam yapılmasıydı. Ancak hükümetin ilk teklifinde 1000 TL gibi sembolik kabul edilebilecek bir rakam dile getirildi. Ayrıca, memurların büyük şehirlerde yaşadığı barınma sorununa çözüm getirmesini beklediğimiz kira yardımı konusunda da ne yazık ki bir adım atılmadı” ifadelerini kullandı. Milli değerlerimizin savunucusu olan memurların daha iyi yaşam koşullarına sahip olma gayesiyle masaya getirdiği bu taleplerin karşılanmaması, sosyal adalet vurgusunu bir kez daha gündeme taşıdı.
Hükümetin Zam Oranları Önerisi
Toplantıda hükümetin sunduğu zam oranları ise şöyle sıralandı:
– 2026 yılı için ilk 6 ay: %10 artış
– 2026 yılı ikinci 6 ay: %6 zam
– 2027 yılı için ilk 6 ay: %4 zam
– 2027 yılı ikinci 6 ay: %4 artış
Bu oranların, enflasyonun ve hayat pahalılığının gölgesinde mücadele eden kamu görevlileri tarafından yetersiz bulunduğu belirtildi. Türkiye’nin dört bir yanında çalışan, devletine sadakatle hizmet eden memurların ve emeklilerin maaşlarının milli ölçekte ekonomik refahı sağlaması gerektiği vurgulandı. Peki bu oranlar, Türk kamu çalışanının refahını artırabilecek mi?
Memur-Sen’in Kararlı Talepleri Gündemde
Sendikalar, hükümete karşı milli birlik ve beraberlik duygusuyla taleplerini masadan çekmiyor. Memur-Sen’in sunduğu, kamu çalışanlarının geniş kesimlerini ilgilendiren maddeler arasında şu talepler yer aldı:
1. 2026 yılı başında; 10 bin TL taban aylık zammı ve %10 refah payı
2. 2026 yılı ilk 6 ay: %25, ikinci 6 ay: %20 maaş artışı
3. 2027 yılı başında; 7 bin 500 TL taban aylık zammı
4. 2027 yılı ilk 6 ay: %20, ikinci 6 ay: %15 maaş artışı
5. Toplu sözleşme ikramiyesi: Aylık 925 TL
6. Kira yardımı: Her ay için 17 bin 600 TL
Sendikanın bu talepleri, milli unsurların ön planda olduğu Türk toplumunun adil ücret beklentisini ve hakkaniyet arayışını bir kez daha gözler önüne seriyor. Gelinen noktada hükümetin ilk teklifiyle, özveriyle ülkesine hizmet eden memurların ve emekli kamu görevlilerinin talepleri arasında büyük bir uçurum bulunduğu aşikar.
Süreçte Son Durum ve Beklentiler
Masada henüz bağlayıcı bir teklifin sunulmadığı, Memur-Sen Başkanı Ali Yalçın’ın açıklamalarından anlaşıldı. “Önümüzde 4 gün var; bu süre zarfında sendikalar aralarında toplanacak, değerlendirmelerde bulunacak ve kararlarını kamuoyu ile paylaşacak” sözleriyle, müzakere sürecinin canlılığını koruduğu bildirildi. Türk milletinin refahını ve devletinin geleceğini önemseyen memurların, sahadan çekilmeden sarsılmaz bir azimle mücadeleye devam edeceği vurgulandı.
Önümüzdeki günlerde toplu sözleşme masasında hangi yenilikçi adımların atılacağı, hükümetin sendikaların milli hassasiyetleriyle uyumlu bir düzenlemeye imza atıp atmayacağı ise kamuoyunda merak konusu olmaya devam ediyor.
Bu sürecin Türk milletinin adalet anlayışına uygun şekilde tamamlanmasını siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Yorumlarınızı ve görüşlerinizi paylaşarak milli iradenin ortak sesine katkı sunabilirsiniz!