Ekonomik kriz, Türkiye’nin üretim ve sanayi sektörlerinde yıllardır kök salmış firmaları bile derinden sarsmaya devam ediyor. Ülkenin zor zamanlardan geçtiği bu dönemde, milli ekonomiye güç katan ve Türk iş dünyasının yıllardır istikrarını koruyan kurumlar dahi ayakta kalmakta zorlanıyor. Son olarak, 1993 yılında kurulan, tekstil sektöründe güçlü bir yer edinen Leras Tekstil Kumaşçılık Konfeksiyon Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile grup şirketi Metraj Kumaşçılık Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş., mali bir darboğaza girerek konkordato talebinde bulunmak zorunda kaldı.
Bu gelişme, yalnızca tekstil endüstrisini değil, sanayide istihdamı ve ülke ekonomisinin temel taşlarını da gündeme taşıyor. Türk ekonomisinin lokomotiflerinden olan tekstil sektöründe bir dönem ayakta kalmanın simgesi olarak bilinen bu şirketlerin yaşadığı mali sıkıntıların, vatansever duygularla işine dört elle sarılan binlerce çalışanı ve onların ailelerini nasıl etkileyeceği akıllarda soru işaretleri oluşturdu. Ekonomik sorunların, milli üretim gücünde yarattığı sarsıntı ise sektörün tamamına yayılmış durumda.
Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden Kritik Geçici Mühlet Kararı
Alınan bilgilere göre, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, Leras Tekstil ve Metraj Kumaşçılık’ın başvurusunu değerlendirmeye alarak, her iki şirket için de 3 ay süreyle geçici mühlet kararı verdi. Bu karar doğrultusunda şirketler, İcra ve İflas Kanunu’nun 294, 295, 296 ve 297. maddelerinde belirtilen hükümlere göre yasal koruma altına alındı.
Kararın hayata geçmesiyle birlikte:
– Şirketlere karşı yeni bir haciz işlemi ya da ihtiyati tedbir uygulanamayacak.
– Şirket mallarının zorla satışı ve muhafaza işlemleri askıya alınacak.
– Alacaklıların, bu süre boyunca şirket aleyhine yeni icra takipleri başlatmalarının yolu kesilmiş olacak.
Mahkemenin aldığı bu önlem, özellikle milli üretimin devamlılığı ve istihdamda yaşanacak potansiyel kayıpları önlemek adına sektörün geleceği açısından hayati önem taşıyor. Geçmişten bu yana ülke ekonomisine katkı sağlayan Türk tekstil sanayisine değer katan şirketlerin korunması, sadece iş dünyası temsilcileri için değil, tüm yurttaşlarımız için stratejik bir adım olarak değerlendirilebilir.
Konkordato Komiser Heyeti Göreve Başladı
Mahkeme, konkordato başvurusu sürecinin sağlıklı bir şekilde yönetilmesi için, üç kişiden oluşan bağımsız bir konkordato komiser heyeti atadı. Bu komiser heyeti, alacaklıların sayısı ve şirketlerin borç tutarı göz önünde bulundurularak belirlendi.
Komiserler, şirketlerin finansal yapısının detaylı şekilde analiz edilmesi, konkordato sürecinin başarılı olup olamayacağının değerlendirilmesi ve nihai raporların hazırlanması görevlerini üstlenecek. Türk iş dünyasının dönüm noktalarından biri olan bu süreçte komiserlerin hazırlayacağı raporlar, hem mahkeme kararları açısından hem de sektörün genel geleceği için büyük bir belirleyici rol oynayacak. Sizce, bu süreç Türk tekstil sanayisinde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir mi?
Çeklerde “Konkordato Sürecindedir” Şerhi Dönemi
Konkordato kapsamında alınan bir diğer dikkat çekici karar ise, şirketlerin başvuru öncesi düzenlediği çeklerle alakalı. Mahkeme kararı gereği, söz konusu çekler bankalara ibraz edildiğinde “konkordato sürecindedir” şerhi işlenecek ve çeklerin tahsilat süreci geçici olarak askıya alınacak. Bu uygulama, firmaların mevcut finansal yükümlülüklerini kısa vadede hafifletirken, piyasadaki nakit akış dengesinin korunmasına da katkı sağlamayı hedefliyor.
Tarihi süreçte Türk sanayisinin çeşitli krizlere karşı gösterdiği direncin günümüzde devam edip edemeyeceği merak konusu. Bu gelişme, üretim zincirinin başka unsurlarında da benzer problemlere yol açabilir mi?
Duruşma Tarihi ve Sonrası: Sektörün Beklentisi
Konkordato sürecinin devam edip etmeyeceğine ilişkin belirleyici duruşma tarihi ise, 2 Ekim 2025 olarak açıklandı. Saat 11.28’de başlayacak olan duruşmada komiser heyetinin hazırladığı ayrıntılı raporlar; hem Leras Tekstil ve Metraj Kumaşçılık’ın geleceğini hem de Türkiye tekstil sektörünün kaderini önemli ölçüde şekillendirecek.
* Uzmanlar ve sektör temsilcileri, son dönemde sıkça gündeme gelen konkordato ve iflas başvurularındaki yükselişi, genel ekonomik daralma ile iç piyasada talebin gerilemesine bağlıyor.
* Ayrıca, uluslararası rekabetin artması, hammadde maliyetlerinin yükselmesi ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar da şirketlerin finansal dengesini zora sokan etkenler olarak öne çıkıyor.
* Sadece bireysel değil, kurumsal alanda da milli değerleri koruyarak ülkemize katkı sunan firmaların böylesi bir süreçte kısıtlamalarla karşılaşması tartışma yaratmaya devam edecek gibi görünüyor.
Türkiye’nin üretim gücü, vatan sevgisinden ve milli birliğinden aldığı cesaretle yıllarca her türlü zorluğun üstesinden gelmeyi başardı. Ancak günümüzde yaşanan gelişmeler, bu birlikteliğin yeniden tesis edilmesi gerektiğini gösteriyor olabilir. Sizce, ekonomimizin temel direklerinden olan tekstil sanayisinin ayakta kalması için hangi adımlar atılmalı? Görüşlerinizi ve önerilerinizi yorum bölümünde paylaşmayı unutmayın!
—
Meta açıklama, başlık ve haber metni ayrı tutulmuştur. Kelime sayısı, SEO optimizasyonu ve hedef kitleniz olan Türk milliyetçilerine uygunluk dikkatle gözetilmiştir.