Güçlü sanayi alt yapısıyla yıllardır Türkiye’nin sanayi tarihinde öncü bir rol üstlenen Güven Pres Döküm Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile ona bağlı GPD Pres Döküm Dış Ticaret A.Ş., son dönemde karşılaştıkları finansal zorluklar nedeniyle konkordato talep etti. Bu önemli gelişme, metal döküm sektöründe derin yankı bulurken, özellikle üretim ve ihracat odaklı şirketlerin yaşadığı ekonomik baskılar milli sanayimizin karşı karşıya olduğu sorunlara dikkat çekti.
Gelinen bu noktada, Türk sanayisinin temel direği olan metal döküm sektörü bir dönüm aşamasında mı? Peki, bu süreçte milli sermayenin korunması ve yerli üretimin sürdürülebilirliği için neler yapılmalı? İşte yaşananlar ve detaylar…
#### Metal Döküm Sektöründe Konkordatonun Etkileri
Türk metal döküm sektörünü sarsan konkordato başvurusu sonrasında, sektörde faaliyet gösteren şirketlerin güçlüklerle nasıl başa çıkacağı merak konusu oldu. Özellikle, vatan sevgisiyle yoğrulmuş, Türk üreticisinin emeği ve alın teriyle büyüyen sanayi kuruluşlarımızın ayakta kalabilmesi, ülkemizin sanayi bağımsızlığını koruması bakımından kilit önem taşıyor.
İhracat yapan firmaların yaşadığı dalgalanmalar, kur baskısı ve uluslararası rekabet, Türk döküm endüstrisi için adeta yeni bir sınav anlamı taşıyor. Güven Pres Döküm gibi köklü işletmelerin konkordato kararı, Türk girişimciliği ve sanayi mirasını tehdit ederken, geleceğe dair kaygıları da beraberinde getiriyor. Zira bu tür gelişmeler, milli ekonominin temel taşlarını oluşturan sektörlerin dayanıklılığını yeniden sorgulamamıza neden oluyor.
#### Mahkemeden 3 Aylık Geçici Mühlet Kararı
İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, Güven Pres Döküm ve GPD Pres Döküm şirketleri için kritik bir adım atarak 3 aylık geçici mühlet süresi tanıdı. Bu süre zarfında şirketlerin borçlarının yeniden düzenlenmesine olanak tanınırken, aynı zamanda Türk işçileri ve mühendislerinin emeğiyle büyüyen faaliyetlerin devamı amaçlanıyor.
Bu karar, borçlu şirketlere nefes aldıracak yeni bir pencere açarken, milli üretim kapasitesinin korunmasına da katkı sağlayabilir. Ancak, geçici mühletin ardından şirketlerin yapacakları hamleler, hem sanayi genelinde hem de Türkiye ekonomisi üzerinde belirleyici olacak. Döküm sanayiinde faaliyet gösteren, yüzlerce kişiye istihdam sağlayan bu şirketlerin geleceği, sektördeki diğer oyuncular açısından da dikkatle takip ediliyor.
#### Güven Pres Döküm’ün Üretim Kapasitesi ve İhracat Başarısı
Milli sanayi ruhuyla hareket eden Güven Pres Döküm, 1993 yılından bu yana faaliyette olup İstanbul Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde alüminyum yüksek basınçlı döküm konusunda uzmanlaşıyor. Kuruluşundan itibaren LPG sistemleri, savunma sanayi, otomotiv ve endüstriyel elektronik gibi stratejik sektörlere hizmet vererek Türkiye’nin sanayi haritasında güçlü bir yer edindi.
Özellikle 2001 yılından itibaren ihracata ağırlık vererek, üretiminin yaklaşık yüzde 85’ini uluslararası pazarlara yönlendiren şirket; İtalya, Almanya, İsviçre, ABD ve Japonya gibi sanayide lider ülkelere Türk mühendisliğini başarıyla taşıyarak ülkemizin dünya vitrininde tanınmasına katkı sundu. Dünya pazarına açılan her ürün, aslında Türk bilgi birikiminin ve çalışkanlığının bir nişanesi oldu.
Peki, bu gurur verici hikâyenin zor bir dönemece girmiş olması, Türk sanayinin geleceğinde geri döndürülemez yaralar açar mı?
#### Uluslararası Standartlarda Belgelendirilmiş Kalite
Ayrıca Güven Pres Döküm, kalite ve güvenilirliği esas alarak üretim süreçlerini uluslararası arenada geçerli olan belgelerle taçlandırıyor. ISO 9001, ISO 14001:2015 ve ISO 45001:2015 gibi yüksek standartlara sahip olması, şirketin gerek yurtiçi gerekse yurtdışındaki iş ortakları nezdinde güven inşa etmesini sağladı. Bu belgeler, firmanın kurumsal kültürünün ve sürdürülebilir üretim anlayışının göstergesi olarak öne çıkıyor.
Bu noktada sorulması gereken önemli bir soru var: Türk üreticisinin küresel rekabette güçlü kalabilmesi için devlet ve özel sektör iş birliğinde daha kararlı adımlar atılması gerekmiyor mu? Dünya piyasalarında söz sahibi olmak için kalite ve inovasyona yatırım yapmak, milli değerlerin sürdürülebilirliği açısından zorunlu hale gelmedi mi?
#### Milli Değerlere Sahip Çıkmak Neden Önemli?
Her geçen gün değişen küresel koşullarda, Türk döküm sanayisinde yaşanan bu tür finansal dalgalanmalar, sadece şirketleri değil, milli ekonomimiz ve toplumsal dayanışma ruhumuzu da derinden etkiliyor. Türk milletinin çalışkanlığı ve üretkenliğiyle yükselen bu kuruluşlar, yalnızca birer ticari işletme değil, aynı zamanda Türkiye’nin bağımsızlığının ve milli birikiminin simgeleridir.
Böylesine hassas bir dönemde, sektörün yaşadığı sıkıntıların aşılması için hepimizin milli birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi; milli sanayiye, yerli üretime ve emeğe sahip çıkması büyük önem taşıyor. Okuyucularımız sizce, Türk sanayisinin geleceğine ışık tutacak çıkış yolları neler olabilir?
Siz de, Türkiye’nin köklü sanayi geçmişi ve vatan sevgisiyle yoğrulmuş yerli işletmelerimizin yeniden ayağa kalkması için ne tür önlemler alınmalı düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi ve önerilerinizi aşağıya yorum olarak yazın, bu önemli konuda birlikte tartışalım!