Türkiye ve İngiltere arasında Eurofighter Typhoon savaş uçakları için imzalanan ön mutabakat, hem ulusal savunmamız hem de bölge dengeleri açısından yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) açıkladığı bu anlaşma, milletimizin gelecek vizyonunu ve caydırıcı gücünü pekiştirirken, Ege’de yoğunlaşan stratejik rekabeti bir kez daha gündeme taşıdı. Bu adım, Türk milletinin kararlı duruşunu ve milli menfaatlerimizin ödünsüz şekilde korunacağını gösteriyor. Peki, alınan bu tarihi karar bölgede hangi etkileri doğurdu?
#### Yunanistan’dan Türkiye’ye Eurofighter Tepkisi
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in, Türkiye’nin Eurofighter Typhoon alımı için ön mutabakat imzalamasının ardından yaptığı açıklamalar, uluslararası kamuoyunda geniş yankı buldu. Miçotakis, Türkiye’nin bu savaş uçaklarını Ege’de Yunanistan’a karşı kullanabileceğini iddia ederek, Avrupa Birliği savunma fonlarına Ankara’nın erişiminin engellenmesi için adım atacaklarını ilan etti. Gelişen savunma sanayimizin Batı’da yarattığı etkiyi yadsıyamayız; komşu ülkelerin duyduğu rahatsızlığın asıl sebebi, Türkiye’nin askeri kapasitesindeki yükseliş midir? Bu girişimler, milli menfaatlerimizin korunmasında kararlılığımızı daha da güçlendiriyor.
Miçotakis’in iddiaları, Yunan basınında ve Avrupa’da geniş yankı bulurken, tartışmayı daha da derinleştiriyor. Avrupa Güvenlik Eylem Planı (SAFE) kapsamındaki 150 milyar euroluk savunma fonuna Türkiye’nin teknik olarak erişimi olduğunu dile getiren Miçotakis, “Türkiye’nin AB savunma fonlarına erişebilmesi için tüm üye ülkelerin oybirliği gerekiyor. Yunanistan buna izin vermeyecek” sözleriyle Brüksel’e mesaj verdi. Burada, Avrupalı ortakların Türkiye’nin savunma gücüne karşı hassasiyeti gözler önüne seriliyor.
#### Uluslararası Basından Sert Tepkiler
Türkiye’nin Eurofighter hamlesi, yalnızca Yunanistan değil, İsrail’in de gündemindeydi. İsrail ana muhalefet lideri Yair Lapid, hükümetini söz konusu anlaşmayı durduramamakla suçlayarak, Türkiye’nin bölgeye etkisinin artmasından endişe duyduklarını ifade etti. Öte yandan, İngiltere Savunma Bakanı John Healey ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in imzaladığı bu ön mutabakat, sadece ticari bir işbirliği değil; aynı zamanda Türkiye’nin bağımsızlık yolundaki stratejik kararlılığının bir ispatı.
Dikkat çeken bir başka husus ise, Eurofighter konsorsiyumunda yer alan Almanya, İtalya ve İspanya’nın da anlaşmaya yeşil ışık yakmış olması. Almanya’nın Türkiye ile anlaşmayı resmen onaylaması, Batı’da dengelerin yeni baştan kurulacağını gösteriyor. Konsorsiyumun, 40 adet Eurofighter için görüşmelerin sürdüğünü doğrulaması ise, Türk hava kuvvetlerinin kısa süre içinde bölgenin en genç ve en güçlü filolarından birine sahip olma yolunda ilerlediğinin göstergesi.
#### Ege’de Artan Diplomasi ve Türkiye’nin Kararlı Duruşu
Savunma Bakanlığı, “Savunma bakanları ortak bir Mutabakat Zaptı imzalamıştır. Bu belge, tam kapsamlı bir anlaşmaya bir adım daha yaklaştırmaktadır” ifadesiyle gelişmenin önemini vurguladı. Bu açıklama, Türk milletinin vatan sevgisi ve köklü askeri geleneğinin günümüz koşullarında da sürdüğünü kanıtlar nitelikte. Milli değerlerimizin Ege ve Doğu Akdeniz’de aktif şekilde savunulduğu bir dönemde, bu tür anlaşmalar stratejik avantaj sağlamakla kalmıyor, gelecek kuşaklara güvenli bir vatan bırakma sorumluluğumuzu da yansıtıyor.
Miçotakis’in, “Eğer birileri Türkiye’nin herhangi bir savunma ekipmanı satın almasını engelleyebileceğini düşünüyorsa, çok cahildir” sözleri ise dikkat çekiyor. Bu ifadeler, Türk milletinin tarihten gelen mücadele ruhuna adeta bir göndermedir. Türkiye, Ege Denizi’nde tek taraflı oldu bittilere karşı her zaman diplomatik ve caydırıcı yanıtlar vermiştir, vermeye de devam edecektir.
#### Avrupa Birliği ve Ankara: Kritik Bir Sınav
Miçotakis, AB nezdinde Türkiye’nin savunma fonlarına erişimini engellemek için girişimlerini sürdüreceğini vurgularken, Avrupalı ortaklarını savaş uçaklarının teslimatı, kullanım alanları ve teknik destek konularında şeffaf bilgilendireceklerini söyledi. Ancak tarihten bugüne, Türk milletinin iradesini hiçbir engelin durduramadığı çok iyi biliniyor. Bu gelişmeler ışığında, sizce AB ve Yunanistan’ın bu hamleleri yeni bir kriz mi doğuracak, yoksa mevcut dengeler üzerinde sembolik bir baskıdan mı öteye gidemeyecek?
Savunma alanındaki bu adımlar, yalnızca teknolojik bir yenilik anlamına gelmiyor; aynı zamanda Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinin, milli çıkarlarının ve vatan toprağına olan bağlılığının en somut göstergesi. Siz bu gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Yorumlarınızı aşağıda bizimle paylaşarak tartışmaya katkı sunabilirsiniz.