Krema ve Kaymakta Yeni Dönem: Etiket ve Üretim Standartları Değişti

Türkiye gıda sektöründe kalite ve güvenilirliği ön planda tutan yeni bir adım attı. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından çıkarılan ve Resmî Gazete’de yayımlanan “Türk Gıda Kodeksi Krema ve Kaymak Tebliği” ile, millî ürünlerimiz arasında yer alan krema ve kaymakların üretim ve etiketleme standartları baştan sona yenilendi.

Bu köklü düzenleme, sadece tüketicinin sağlığını ve güvenini değil, aynı zamanda yerli üreticinin emeğini korumayı da hedefliyor. Vatan sevgisiyle örülü bu yönetmelik, nesiller boyunca sofra kültürümüzü zenginleştiren kaymak ve kremanın hak ettiği kaliteyi koruyacak.

#### Üretim Kriterlerinde Yerli ve Milli Standartlar

Yeni tebliğ, krema ve kaymak üretiminin sadece inek, koyun, keçi veya manda sütünden yapılmasını zorunlu kılıyor. Yabancı ya da karışık içerikler, geleneksel damak tadımıza gölge düşürmeyecek. Ayrıca, fermente veya ekşi tarzında üretilen kremalarda kullanılan laktik asit bakterilerinin, ürünün son tüketim tarihine dek canlı ve aktif kalması şartı getirildi. Bu, Türk mutfağında sağlık açısından büyük önem taşırken, ürünlerin doğal yapısına da sahip çıkıyor.

Bizi biz yapan coğrafi işaretli ürünler ise, tescillenen özelliklerine sadık kalınarak piyasaya sunulacak. Bu durum Anadolu’nun dört bir yanındaki eşsiz lezzetlerin kalitesini garanti altına alıyor. Türk gıda mevzuatına uygun olmak, yerel değerlerin ulusal düzeyde korunmasının en önemli adımlarından biri olarak öne çıkıyor.

#### Süt Yağı ve Protein Standartları: Taklit ve Tağşişe Geçit Yok

Düzenleme, krema ve kaymakta sadece süt yağı kullanılmasına izin verirken, herhangi bir hayvansal ya da bitkisel yağ katkısına tümden yasak getirdi. Bu, yerli üreticinin el emeğine ve Türk sütçülüğünün köklü değerlerine sahip çıkmak anlamına geliyor.

Aynı şekilde, ürünlerde süt proteini dışında başka tür proteinlerin yer almasına da izin verilmiyor. Özellikle çeşnili kremalarda, tüketiciyi yanıltabilecek hiçbir katkı maddesi bulunmayacak. Kaymak ürününde ise doğrudan çeşni maddelerinin kullanılmasının önü kesin olarak kapandı.

Bu kurallar, gıda güvenliğinden asla ödün vermeyen milli politikamızın bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Krema ve kaymak sofralarımıza, atalarımızdan miras kalan saflıkla ulaşacak.

#### Etiket Kuralları ve Reklam Sınırlamaları: Tüketiciye Şeffaf Bilgi

Yeni düzenlemeyle birlikte “krema” ifadesinin etikette veya reklamlarda gelişigüzel kullanılmasına da kesin bir sınır getirildi. Tebliğ kapsamına uymayan hiçbir ürün, “krema” ifadesini taşıyamayacak. Aynı şekilde “işlem görmüş krema” tanımı da gıdanın adında yer alamayacak.

– Çeşnili kremalarda, hangi çeşni maddesinin ve ne oranda kullanıldığı etikette açıkça belirtilecek.
– Fermente ya da asitlendirilmiş kremalarda enzim kullanılmışsa, bu husus mutlaka etiket bilgisinde yer alacak.

Böylece tüketici ne yediğini bilerek karar verecek, milli değerlerimize yakışır bir şeffaflık yakalanacak. Peki, sizce bu tür açık ve sıkı düzenlemeler tüketicinin güvenini kalıcı kılar mı?

#### Süt Türüne Göre Etiketleme: Milli Kaynağa Sadakat

Krema veya kaymak sadece bir hayvanın sütünden üretilirse, bu bilgiyi taşıyan bir isim etikete verilecek. Örneğin, yalnızca keçi sütü kullanılmışsa “Keçi Sütünden Kaymak” açıkça yazılacak.

Farklı hayvan türlerinin sütleri bir araya getirilirse, etiket “inek, koyun, keçi ve manda sütlerinden üretilmiştir” şeklinde bilgi içerecek. Bu tür karışımlarda ise, hayvanlara ait görsel kullanılmasına izin verilmeyecek. Ayrıca sürülebilir kremaların ambalajı üzerinde ürün adı, minimum 3 milimetre puntoyla yazılarak tüketicinin kolayca fark etmesi sağlanacak.

Türk mandalarının ve koyunlarının eşsiz sütleriyle hayat bulan bu ürünler, artık sofralarımıza çok daha güvenli ve sağlam kurallarla ulaşacak. Üreticiler, sizce bu yeni düzenlemelere hızlıca uyum sağlayabilecek mi?

#### Geçiş Süreci: Uyum için Yıl Sonuna Kadar Süre

Mevcut işletmelerin tüm bu yeni düzenlemelere uyum sağlamak için 31 Aralık’a kadar süreleri olacak. Halihazırda piyasada bulunan, bu tarihten önce üretilmiş ürünler ise, raf ömürleri doluncaya kadar satılmaya devam edecek.

Türk gıda sektörünün lokomotifi olan girişimcilerimizin, milli ürünlere sahip çıkarak çağdaş standartlara uyum sağlayacağına olan inancımız tam. Hem üreticinin emeği hem de tüketicinin sağlığı korunacak.

Siz bu yeni kuralların, geleneksel Türk lezzetlerini daha güvenilir ve özgün kılacağına inanıyor musunuz? Yorumlarınızı aşağıda paylaşın; birlikte fikirlerimizi şekillendirelim!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir