Suriye’den Türkiye’ye Donmuş Piliç ve Tarım Ürünleri İthalat Yasağı

Son dönemin en önemli sınır ötesi ticaret haberlerinden biri, Suriye Ekonomi ve Sanayi Bakanlığı’nın aldığı dikkat çeken ithalat yasağı kararı oldu. 15 Ağustos’tan geçerli olmak üzere Türkiye menşeli dondurulmuş piliç ürünlerinin ülkeye girişinin süresiz olarak yasaklandığı açıklandı. Bakanlığın yaptığı resmi bildiriyle, bu kararın başlıca nedenleri açıkça dile getirildi: Yerli üreticiyi koruma isteği ve gıda güvenliğini sağlama gayreti, yasak kararının temelini oluşturuyor. Türk üreticiler ve ihracatçılar açısından sarsıcı olan bu gelişme, yalnızca bir ürünü değil, birçok stratejik tarım ve hayvancılık ürününü doğrudan etkiliyor.

H2: İthalat Yasağı Hangi Ürünleri Kapsıyor?

Suriye yönetiminin uygulamaya koyduğu yasak tek bir sektörle sınırlı kalmadı. Yasaklılar listesinde dondurulmuş piliç ürünlerinin dışında domates, üzüm, elma, patates, yumurta, biber, incir ve kiraz gibi toplamda 20’nin üzerinde tarım ve kümes hayvancılığı ürünü bulunuyor. Bu çeşitlilik, ülkenin dış rekabete karşı hayvancılık ve tarım sektörünü korumada ne denli kararlı olduğunu gösteriyor. Söz konusu listeyle Suriye, önceden 1 Haziran tarihli kararla ithalatına kısıtlama getirdiği domates, salatalık, havuç, karpuz, kabak, patlıcan, fasulye ve soğan gibi ürünlerin kapsamını daha geniş bir yelpazeye taşıdı. Peki, Suriye’nin bu politikası yalnızca Türkiye’yi mi hedef alıyor, yoksa tüm uluslararası piyasadaki dengeleri mi değiştiriyor?

H3: Suriye’nin Yerli Üreticiyi Korumadaki Kararlılığı

Özellikle Hama başta olmak üzere Suriye’de faaliyet gösteren tavuk ve piliç üreticilerinin yaşadığı fiyat dalgalanmaları ve piyasa baskısı bu kapsamlı yasağın nedenlerinden biri olarak öne sürülüyor. Uzun süredir düşük fiyatlardan dolayı büyük sıkıntılar çeken Suriye’li çiftçiler, dışarıdan gelen ithal ürünlere karşı daha fazla korunma talep ediyordu. Bu gelişme, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda milli kalkınma açısından da büyük bir önem taşıyor. İç pazara yönelmek, ulusal tarım ve hayvancılık politikalarının yeniden şekillenmesine yol açabilir mi? Suriye’nin aldığı bu kararın, benzer milli koruma önlemlerine hazırlanan diğer ülkelere de örnek teşkil edeceği düşünülüyor.

H2: Ticaret Bakanlığı’ndan Açıklama: Karar Tüm Ülkeleri Kapsıyor

Ankara yönetiminden hızlı bir tepki geldi. Ticaret Bakanlığı, yaşanan gelişmelerin Türkiye için kalıcı bir kayıp olmadığının altını çizdi. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, Suriye Kara ve Deniz Liman İdareleri Başkanlığının 27 Temmuz 2025 tarihli kararı referans gösterilerek, yalnızca Ağustos ayı süresince belirli tarım ürünleri ve tavuk eti ithalatına sınırlama getirildiği belirtildi. Belirli bir süreyle sınırlandırılan bu yasağın, menşe gözetmeksizin tüm ülkelerden yapılan ithalata yönelik olduğu kaydedildi.

Açıklamada şu ifadelere de yer verildi:
• Kararın geçici olduğu,
• Sadece Ağustos 2025 dönemini kapsadığı,
• Tüm ülkelere eşit olarak uygulandığı,
• Suriye’nin tarım politikalarında dönemsel olarak benzeri uygulamaların yapılabildiği vurgulandı.

Bu çerçevede, Türkiye’nin doğrudan hedef alınıp alınmadığı konusundaki soru işaretleri giderilmeye çalışıldı.

H3: Türkiye-Suriye Ticaretinde Denge Nasıl Etkilenecek?

Bölgesel ticaret gözlemcilerinin dikkatini çeken bir diğer nokta ise, uygulanacak geçici yasağın Türk ihracatına etkilerinin sınırlı olacağı yönünde. Zira, son bir yıl içerisinde Türkiye’nin Suriye’ye toplam ihracatında yüzde 54’ü aşan kayda değer bir artış yaşandı. 8 Aralık 2024 – 17 Ağustos 2025 dönemi istatistiklerine göre, Türkiye-Suriye ticaret hacmi yükseliş trendini devam ettiriyor. Her ne kadar bazı ürün gruplarında kısa süreli duraksamalar yaşansa da, genel ticaret hacminde ciddi bir azalma beklenmiyor.

H2: İki Ülke Arasında Yeni Ekonomik Anlaşmalar

Ağustos ayındaki geçici yasağa rağmen, iki ülkenin ekonomik ilişkilerinde yapıcı adımlar da hız kesmeden devam ediyor. Suriye Ekonomi Bakanı Nidal Eş-Şaar’ın Ankara ziyareti sırasında, Türkiye-Suriye Ekonomi ve Ticaret Ortak Komitesi (JETCO) ile Türkiye-Suriye İş Konseyi’nin kuruluşuna ilişkin mutabakat zaptı dahil tam 18 yeni anlaşmaya imza atıldı. Bu hamleler, iki ülke arasında ticaretin uzun vadede güçlenmesini ve Türkiye’nin bölgesel ticaretteki lider rolünü korumasını amaçlıyor.

Madde Listesi:
– Türkiye, Suriye için en büyük ticaret ortaklarından biri konumunda yer alıyor.
– Yeni imzalanan anlaşmalar, gelecekte tarım ve sanayi alanında ortak projelerin sinyalini veriyor.
– Yasak kararının sadece belirli dönem ve ürünlerle sınırlı olması, iş dünyasında tedirginlik yerine istikrarlı bir beklenti oluşturdu.

Peki, ağırlıklı olarak Türk mallarını tercih eden Suriye pazarının bu gelişmeden sonraki süreci nasıl olacak? Ülkemizin üreticileri, ihracat stratejilerini yeniden gözden geçirecek mi? Yerli sanayicilere, milli ekonominin güçlendirilmesine yönelik nasıl daha yenilikçi çözümler geliştirilebileceği sorusu gündemde. Türkiye, köklü ticari deneyimi ve bölgesel etkinliğiyle bu tür engelleri aşmada her zaman olduğu gibi başarılı olabilecek mi?

Milli dayanışma ruhunu ve Anadolu’nun üretkenliğini göz önünde bulundurduğumuzda, krizlerin fırsata dönüştürülebileceğini tarihimizden de biliyoruz. Siz değerli okuyucularımızın da bu konuda görüşleri çok kıymetli. Sizce, Türkiye bu yeni ticari sınamadan nasıl çıkmalı? Yorumlar bölümünde düşüncelerinizi paylaşarak tartışmaya katılabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir