Kazancı Holding’de yaşanan son gelişmeler, yalnızca iş dünyasını değil milli hassasiyetlere sahip tüm vatandaşlarımızı yakından ilgilendiriyor. Türkiye’nin enerji sektöründe köklü bir yeri bulunan Kazancı Holding, şimdi aile içi anlaşmazlık nedeniyle gündemin üst sıralarına taşındı. Kardeşler arası yaşanan hisse devri tartışması, yalnızca şirketin geleceğini değil, ülkenin ekonomik istikrarı ile milli değerlerimize duyulan güven duygusunu da etkileyebilecek boyutlara ulaşmış durumda.
Hem Türkiye enerji piyasasının geldiği noktayı hem de iş dünyasında aile birliğinin önemini tekrar gündeme getiren kriz, Kazancı Holding’in Kavacık’taki merkez binasında yapılan yıllık olağan genel kurul toplantısında zirveye çıktı. Kardeşi ve aynı zamanda yönetim kurulu başkanı olan Şaban Cemil Kazancı ile Mehmet Kazancı arasında yaşanan gerginlik, zaman zaman tehdit iddiaları ve ardından polisin genel kurula dahil olmasıyla daha da büyüdü.
#### Hisse Krizi Toplantıda Zirve Yaptı
Genel kurul sırasında meydana gelen tartışmanın ayrıntılarına bakıldığında, mesele yalnızca kişisel bir çekişmeden fazlası gibi görünüyor. Mehmet Kazancı’nın iddiasına göre, kardeşi Cemil Kazancı, toplantı esnasında oldukça tartışmalı bir ifadeye yer verdi: “Mahkemelere gitsen de kazanamazsın, hepsini satın alacağım.” Bu sözlerin, yalnızca holding bünyesindeki hisse meselesini değil, adalet mekanizmasına güven duygusunu da zedeleyebilecek mahiyette olması endişe yarattı. Tansiyonun yükselmesi sonucu gruba bağlı güvenlik ekipleri yeterli olmayınca, binaya resmi polis müdahalesi gerçekleşti.
Bu yaşananlar, milli şirketlerimizin içinde bulunduğu sorunları ve holdinglerde aile içi dayanışmanın ne denli kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Sizce, böylesi büyük holdinglerde yaşanan aile içi çatışmalar şirketin milli menfaatleri açısından ne tür riskler doğurur?
#### Mehmet Kazancı’dan Cumhurbaşkanı’na Duygusal Mektup
Mehmet Kazancı, genel kurulda yaşananların ardından sosyal medya üzerinden dikkat çekici paylaşımlarda bulunarak kamuoyuna seslendi. Enerji sektöründe yıllardır adaletli yönetimin, sadece ticari değil, halkın ve ülkenin çıkarları için de kritik olduğunu belirten Kazancı, derin bir iç huzursuzluğa işaret etti.
Kazancı’nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelttiği açık çağrı ise, konunun boyutunu kişisel bir sorun olmaktan çıkarıp devletin en üst makamına taşımış oldu. Açıklamasında şu ifadeye yer verdi: “Bu mücadeleyi yıllarca içimde verdim ama artık halkın bilmesini istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız bu meseleye el atarsa çok memnun olurum. Bu sadece bir şirket kavgası değil, büyük bir adaletsizliktir.”
Bu açıklama, toplumsal vicdanda yankı bulurken, şirketin ülke ekonomisindeki yeri nedeniyle milli birlik ve beraberliğimizin korunması açısından yaşanan sürecin önemini de gözler önüne seriyor. Peki, sizce Cumhurbaşkanı’nın böyle bir meseleye müdahil olması adaletin tesisi için yeterli bir çözüm olabilir mi?
#### Alzheimer Hastası Babadan Hisse Devri İddiası ve Suç Duyurusu
Hisse devri konusunun ardında yatan temel çekişme ise, Mehmet Kazancı’nın iddialarına dayanıyor. İleri yaşta ve Alzheimer hastası olan babalarının bilgisi dışında yapılan hisse devrinin geçerliliğinin tartışmalı olduğunu ileri süren Kazancı, imzası bulunan herkes hakkında yasal yollara başvuracaklarını duyurdu. Yaptığı açıklamada “Çok büyük bir dolandırıcılıkla karşı karşıyayız” ifadelerini kullanarak sürecin ne kadar ciddi bir kriz olduğunu vurguladı.
Milli sermayenin ve aile değerlerinin böylesi hassas bir noktada tartışılması, Türk iş dünyasında güven ve adalet kavramlarını yeniden masaya yatırıyor. Listeler halinde bakıldığında, Mehmet Kazancı’nın talepleri arasında:
– Hisse devrinin yasal araştırmaya tabi tutulması
– Muhatap olan tüm isimler hakkında adli süreç başlatılması
– Şirket haklarının sonuna kadar savunulması
– Yetkili mercilerden açıklama beklenmesi
ön plana çıkıyor.
Bu gelişmeler, sizce hem hukuki hem de toplumsal adaletin sağlanması açısından yeterli mi yoksa daha köklü çözümler mi gerekiyor?
#### Holding’den Henüz Resmi Bir Açıklama Gelmedi
Kamuoyunun gözü şimdi Kazancı Holding’in kurumsal yönetimine çevrildi. Tüm tartışmalara ve kamuoyundaki yankıya rağmen, şirketten şu ana kadar resmi bir açıklama yapılmadı. Türk iş dünyasının ve milli ekonominin öncü aktörlerinden olan Kazancı Holding’in kamu vicdanını rahatlatacak bir adım atıp atmayacağı ise şimdilik belirsizliğini koruyor.
Tartışmaların bu denli bir toplumsal ilgi görmesinin temelinde, şirketin millî servete olan katkısı ve aile şirketlerinde karşılaşılan benzer sorunların toplum genelinde de önemli yankı bulması yatıyor. Siz de görüşlerinizi paylaşarak bu tartışmalara katkı sunmak ister misiniz?
Türkiye’nin büyüme yolunda ilerlerken böylesi önemli kurumlarda yaşanacak adalet arayışlarının, toplumsal huzurumuz ve milli menfaatlerimiz açısından nasıl sonuçlar doğurabileceğini sizce nasıl değerlendirmeliyiz? Yorum ve düşüncelerinizi aşağıda paylaşmayı unutmayın!