Ortadoğu’da giderek tırmanan İran-İsrail çatışması, küresel ekonomiyi ve finans piyasalarını dalgalandırmaya devam ediyor. Güçlü diplomatik hamlelerin ve askeri hareketliliğin damgasını vurduğu süreçte, tüm dünyanın gözü hem bu coğrafyada hem de ortak değerlerde buluşan yatırım araçlarında. İşte bu bağlamda, mücevherden birikime, geçmişten bugüne milletimizin güven duyduğu altın fiyatlarında yaşanan son gelişme, dikkat çekici bir tablo ortaya koydu.
Türkiye’de haftanın ilk gününde, gram altın fiyatları yatırımcıları şaşkına çevirdi. Geçmiş cuma günü ons altının küresel piyasalardaki hareketliliğine paralel biçimde gram altın 4.350 TL seviyesine kadar yükseliş göstermişti. Ancak yeni haftanın açılışıyla birlikte beklenmedik bir geri çekilme yaşandı ve gram altın 4.328 TL bandına kadar geriledi. Bu düşüşle birlikte vatandaşlarımızın en çok tercih ettiği diğer altın çeşitlerinde de anlık gelişmeler yaşandı. Çeyrek altın bu saatlerde 7.150 TL’den, Cumhuriyet altını ise 28.510 TL’den el değiştirirken, ons altında da %0,5’lik bir düşüşle fiyat 3.417 dolara kadar indi.
Peki, bu sürpriz gerilemenin nedenleri neler olabilir? Altın ve para piyasaları alanında uzman görüşleriyle tanınan İslam Memiş, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede önemli noktalara değindi. Memiş, “Jeopolitik risklerin yoğunlaştığı bir süreçte altının değer kaybetmesi gerçekten düşündürücü. Yatırımcılar yükseliş beklentisindeydi, ancak bu beklenti şu ana dek karşılık bulmadı,” ifadelerini kullanarak, piyasalardaki belirsizlik atmosferinin altını çizdi.
Ekonomik belirsizliklerin ve siyasi risklerin bir arada yaşandığı bir ortamda altın genellikle güvenli liman olarak öne çıkar. Ancak bu kez piyasa aktörleri beklenen yükselişi değil, beklenmeyen bir duraksamayı deneyimledi. Peki, bunun arkasındaki nedenler ne olabilir? İran ve İsrail arasındaki sıcak çatışma ihtimalinin ve bölgedeki tansiyonun doruğa ulaşmasının, teorik olarak altına talebi artırması beklenirdi. Oysaki pratikte fiyatlardaki bu ani düşüş, piyasa oyuncularını ters köşe yapmış durumda.
ABD yönetiminden gelen açıklamalar da piyasalardaki karmaşanın boyutunu artırıyor. Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın, Ortadoğu’daki gelişmelere dair yaptığı “anlaşma zamanı geldi” yönündeki çıkışı, yatırımcıların güven endeksinde değişiklikler yarattı. Memiş’e göre bu açıklamalar, savaş ve barış arasında gelgitler yaşanan bölgede, altın fiyatlarında dalgalanmayı tetikledi. Yatırımcılar açısından, yeni bir yükseliş dalgasının ne zaman geleceği belirsizliğini korurken, altın piyasasında nabzın yüksek kalacağı öngörülüyor.
Uzmanlar, böyle belirsiz dönemlerde vatandaşlarımızın yatırımlarını çeşitlendirmelerini ve panik havasından etkilenmeden uzun vadeli düşünmelerini tavsiye ediyor. Özellikle milli servet niteliğindeki altın yatırımlarının, kriz zamanlarında bile tarihten bu yana Türk milletinin güven kaynağı olduğu vurgulanıyor. Altın, yüzyıllardır vatan toprağının bereketiyle birleşmiş; krizlere, savaşlara ve sarsıntılara karşı bir sigorta işlevi görmüş durumda. Ancak küresel piyasalarda yaşanan bu son gelişmeler, klasik beklentilerin de her zaman geçerli olmayabileceğini gösteriyor.
Ortadoğu coğrafyasındaki gelişmeler böylesine sıcak ve dinamik biçimde ilerlerken, piyasaların önümüzdeki günlerde ne yönde hareket edeceği merak konusu. Sizce, altın fiyatlarında yaşanan bu sıra dışı düşüş Türk yatırımcılarının kararlarını nasıl etkiler? Jeopolitik riskler devam ederken, altının uzun vadede güvenli liman özelliğini sürdürebileceğine inanıyor musunuz? Yaşananlar karşısında, siz değerli okurlarımızın görüş ve değerlendirmelerini heyecanla bekliyoruz.
Tartışmaya katılmak ve güncel ekonomik gelişmeleri paylaşmak için yorumlarınızı aşağıya yazabilirsiniz. Millî birlik ve değerlerimize olan inancımızla, gelişmeleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.